Yaklaşık olarak yarım asırdan bu yana tamamen dış güçlerin etkisi ile suni olarak üretilen, dış güçlerin tahrikleri ve illegal çabalarla yürütülen birçok anne babanın yüreğini dağlayan kadınları dul bırakan çocukları yetim ve öksüz bırakan yine birçok vatan evladının Şehit olmasına ve bir çoğunun da yaralanmasına sebep olan, asırlarca Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Acemiyle barış içerisinde yaşadığımız Anadolu topraklarında unutulmaz acıların yaşanmasına sebep olan, ülkemizin halkın refahı ve kalkınması için harcanması gereken ekonomik kaynaklarının israf olmasına yol açan terör belasının bittiği Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ifade edildi.Zaten İslam’ın irfan geleneğine sahip Anadolu’nun Müslüman halkı olarak farklı ırklardan olmamız hiçbir zaman bizi ayıramamış, aksine millet olarak bu durumu zenginlik kabul ederek toplumsal hayatımızın zenginleştirmeye vesile kılmışız. Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili konuda bölge halkının ortak heyecan ve sevincini paylaştığımı ifade etmekle beraber, silahların susması, akan kardeş kanının durması ve ülkemizde huzurun sağlanması için yapılan barışa vesile olan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, katkı sunan ve destekleyen tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Terörsüz Türkiye başlığı altında gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Anadolu başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında renkleri, dilleri ve renkleri farklı olmasına rağmen asırlarca bir arada huzur içerisinde yaşamasının “Barış ve Huzur dini olan İSLAM ve İslam’ın barışa ve adalete çağrı yapan evrensel ilkelerine olan bağlılığıdır. Cenabı Allah’ın ve O’nun rahmet elçisi Hz. Muhammed sav’in bu konuda müslümanlara yapmış olduğu tavsiye ve emirlere baktığımız zaman geçmişten günümüze yaşanan süreci daha iyi anlamış olacağız. “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır…” (Hucurat:13)“Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.” (Maide:32)“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat : 10)”Allah’a yemin ederim ki; sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek iman etmiş olamazsınız. Yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey öğreteyim mi? Aranızda selamı yayınız.” (Müslim) “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Ali İmran: 103)Maalesef Ülkemizde yarım asırdan bu yana yaşanan terörün en önemli sebebi İslam’ın hayat veren ilkelerinden uzaklaşılması, düşmanlık ve fitne tohumlarının ekilebilmesi için bölge halkının cahil bırakılarak, gözünü topraklarımıza diken düşmanların bölme ve yok etmek planlarıdır. Başından beri terörün bu amaca hizmet ettiğinin bilincinde olarak sürecin başarılı olması için her türlü katkı sunacağımızı ifade ederek, barışın devamlı olmasını istiyorsak yeniden özümüze dönmemiz gerektiğini, müslüman halkımızın manevi değerlerle buluşmasını, gençliğin islam’a dair sahih bilgi ve ahlaki gelişimini desteklememiz gerekiyor. Bu coğrafya’da İslam olmadan halklar arasında Barış olmaz, huzur olmaz, birlik olmaz, güven olmaz.. Bunu anlamak için geçmişe bakmak yeterlidir. İslam’ın yaşandığı dönemlerde İslam orduları sayıca az olmalarına rağmen dönemin en güçlü Haç’lı ordularına, Bizans orduları galip gelmişler. Ancak İslam’dan uzaklaşınca günümüzde olduğu gibi Gazze’de sayıca çok olmasına bir avuç terörist-katiller çetesi karşısında çaresizce yerinde çakılıp kalmıştır. Bizleri terörsüz Türkiye hedefine ulaştıracak barış çabalarının kesintiye uğramaması için Devlet Kurumları’nın başta olmak üzere tüm STK ‘ların, halkın manevi mimarlarının, üniversiteleri’n sorumluluk sahibi tüm akademisyenlerinin, belediye başkanından muhtarına kadar herkesin katkı sunması gerektiğine inanıyorum. Ömer ÇAPAN Milsen Konfederasyonu İl Temsilcisi Mil Diyanet Şanlıurfa Şube Başkanı
ORTAK ÖZLEMİMİZ TERÖRSÜZ VATAN – TÜRKİYE AMA NASIL?

Yorumlar kapalı.